- By stahukuk
- In Aile Hukuku, Özel Hukuk
UYGULAMADA SOYBAĞININ REDDİ DAVASI İLE NÜFUS KAYDININ DÜZELTİLMESİ DAVASI
Soybağının Reddi davaları , TMK 286 vd. maddeleri uyarınca çoçuğun evlilik birliği içerisinde ana rahmine düşmesi ile evlilik birliğinin kurulmasından itibaren 180 gün geçtikten sonra veya evlilik birliğinin sona ermesinden başlayarak en fazla 300 gün içerisinde doğan çocuk koca üzerine kaydedilir. Bu husus TMK’da babalık karinesini oluşturmaktadır. Soybağının reddi davası babalık karinesinin çürütülmesi amacıyla açılacak kendine özgü şartları olan özel bir dava türüdür.
Nüfus Kaydının Düzeltilmesi davaları ise, nüfusta maddi hataların düzeltilmesine yöneliktir. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesine göre, nüfus kayıtlarında yapılan hatalar düzeltilmelidir ve bu husus cumhuriyet savcısına haber verilmelidir. Dayanak belge bulunmasına rağmen nüfusa hatalı olarak yapılan veya hiç yapılmayan tesciller ile dayanak belge bulunmamasına rağmen yapılan tesciller nüfus kaydında yapılan hatalarda en çok karşılaşılan durumlardır.
Uygulamada, yerel mahkemeler babalık karinesine dayanmayan, mevcut soybağının ortadan kaldırılması ve nüfus kaydının düzeltilmesi taleplerini; öncelikle mevcut soybağının ortadan kaldırılması gerekliliğini gerekçe göstererek red etmektedir. Dural bu konuya ilişkin ” Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için, böyle bir durumda çoçuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır” görüşü savunmaktadır. Bizde bu görüşe katılıyoruz. Şöyle ki; babalık karinesine dayanılmadan farklı sebeplerle nüfusta baba olarak gösterilen kişi ile çocuk arasındaki soybağının ortadan kaldırılması, amacı babalık karinesinin çürütülmesi olan soybağının reddi davasına konu edilemez. Nüfusta kayden baba gözüken her kişi babalık karinesi ile baba olarak kaydedilmez. Bu sebeple nüfustaki babalık kaydı babalık karinesine dayanmıyorsa, mevcut durumdaki soybağının ortadan kaldırılması soybağının reddi davasına değil nüfus kaydının düzeltilmesi davasına konu olmalıdır.
Uygulamada yapılan bu hata hem kamu düzenini hem de davanın taraflarını olumsuz etkilemektedir. Soybağının reddi davası özel şartlara bağlanan, özel sonuçları olan özel bir dava iken; nüfus kaydının düzeltilmesi davası kamu düzenini ilgilendiren ve herhangi bir süreye dahi tabi tutulmayan, nüfus kayıtlarında yapılan hataların düzeltilmesine ilişkin bir davadır. Yapılan yanlış yorumlamalar ile bir kişinin yanlış olan veya başkasıyla olan bir soybağının tespit edilmesinin önüne sırf zamanaşımı süresi bile etki edebilecektir. Ayrıca davanın tarafları iki davada da farklı olacağı için, kişiler arasındaki özel hukuk ilişkileri de etkilenecektir.
Son olarak, kişinin kayden baba olarak gözüken babası dışında biyolojik babanın tespitini istemesi halinde, nüfus kaydının düzeltilmesi ve babalık davasının aynı davada aile mahkemesinde görülmesine ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2011/2-275 E. – 2012/116 K. sayılı göreve ilişkin kararı ile değerlendirme yapılmalıdır. Babalığın tespiti hususu da kamu düzenini ilgilendiren ve herhangi bir süreye bağlı olmadan ileri sürülebilen bir husustur. Kişi babalık karinesine dayanmayan bir babalık kaydında, soybağının reddi davası açmaya zorlanırsa ve soybağının reddi davası için TMK’da öngörülen hakdüşürücü süreler de gerçekleşmiş olursa, kamu düzenini ilgilendiren yanlış kaydın düzeltilmesi ve biyolojik babanın tespitinden mağrum kalır. Tüm bu sebeplerle, bu derece önemli hususlarda hatalı yorumlar yapılması hukuk düzeninde istenmeyen yıkımlara yol açar.