SERMAYE PİYASALARINDA MANÜPİLASYONDAN ZARAR GÖRENLERİN ZARARLARINI TAZMİNİ
Sermaye Piyasalarında yatırımcı sayımızın büyüme hızı arttıkça manipülasyon tehlikesi de artıyor. Yüzbinlerce yatırımcı, finansal okur yazarlık seviyesinin düşük olması ve borsada işlem yapmak için hesap açmanın oldukça kolay olması sebebiyle; insanlar nasıl hisse senedi seçeceğini bilmiyorlar, yatırım danışmanlarının bireysel yatırımcıya ilgisi düşük dolayısıyla bireysel yatırımcılar tüyo ve sosyal medya analizleriyle hisse senedi almak durumunda kalıyorlar. Manipülatörler için “acemi” yatırımcılar bulunmaz bir fırsat. Alıcısı olmayan malın fiyatı milyonlarla ölçülse dahi bir değeri yok. Burada “acemi” yatırımcılar türlü haberler ve tüyolarla manipüle edilerek, alıcı bulunamayan hisse senetlerine alıcı bulunmuş oluyor.
Sermaye Piyasası Kanunu’nda, piyasada “Manipülasyon” olarak bilinen işlemlerin karşılığı “Piyasa Dolandırıcılığı” olarak tanımlanmıştır. Kanun koyucu iki türlü piyasa dolandırıcılığı düzenlemiştir.
- Piyasa Dolandırıcılığı
- İşlem Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı
İşlem Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107/1 hükmü ile düzenlenmiştir.
SPK 107/1: “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarına, fiyat değişimlerine, arz ve taleplerine ilişkin olarak yanlış veya yanıltıcı izlenim uyandırmak amacıyla alım veya satım yapanlar, emir verenler, emir iptal edenler, emir değiştirenler veya hesap hareketleri gerçekleştirenler üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar. Ancak, bu suçtan dolayı verilecek olan adli para cezasının miktarı, suçun işlenmesi ile elde edilen menfaatten az olamaz.”
İşlem bazlı piyasa dolandırıcılığında, fail yapay bir piyasa oluşturmak amacıyla, bilerek ve isteyerek, sermaye piyasası araçlarının fiyatında, arz ve talebinde olağandışı fiyat hareketlerine sebep olmaktadır. Sermaye Piyasası Kanunu ile, manipülatif işlem kalıpları açıkça düzenlenmiştir. En yaygın karşılaşılan ve SPK tarafından denetime tabi tutulan manipülatif işlem kalıpları şöyledir;
- Piyasada hakimiyet oluşturacak yoğunlukta alım satım işlemleri,
- Kendinden kendine işlem,
- Fiyat yükseltici işlemler,
- Yön değiştiren emirler.
- Bilgi Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı
Bilgi Bazlı Piyasa Dolandırıcılığı, Sermaye Piyasası Kanunu’nun 107/1 hükmü ile düzenlenmiştir.
SPK 107/2: “Sermaye piyasası araçlarının fiyatlarını, değerlerini veya yatırımcıların kararlarını etkilemek amacıyla yalan, yanlış veya yanıltıcı bilgi veren, söylenti çıkaran, haber veren, yorum yapan veya rapor hazırlayan ya da bunları yayan ve bu suretle menfaat sağlayanlar üç yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılırlar.”
Sermaye Piyasalarında yapılan manipülasyonlarda, manipülasyonu gerçekleştiren kişilerin kendi hesaplarına hisse senedi almadıkları için cezalandırılamayacağına yönelik yanlış bir kanı var. Bu kanının oluşmasında en büyük sorumlu SPK çünkü uygulamada kendi hesabına işlem yapmayanlara ceza kesilmesi sık karşılaşılan bir durum değil. 6362 sayılı SPK uyarınca: “yalan, yanlış, yanıltıcı, mesnetsiz bilgi verme, haber yayma, yorum yapma, rapor hazırlama ya da bunları yayma ve bu suretle menfaat sağlama” bilgi bazlı piyasa dolandırıcılığı suçunu oluşturur. manipülatör bu
eylemleriyle sermaye piyasası araçlarınının fiyatını ve yatırımcıların kararlarını etkilemeyi amaçlamaktadır.
Manipülatörler sermaye piyasası araçlarının fiyatını etkilemek amacıyla yaptıkları eylemleri önceden sıkça medya aracılığıyla yaparken, günümüzde daha çok sosyal medya ağlarını kullanmaktadırlar. Hatta o kadar ileri gidiyorlar ki doğrudan fiyat hedefi vererek bireysel yatırımcıları ilgili hisse senedi almaya doğrudan yönlendiriyorlar. Burada izinsiz sermaye piyasası faaliyetinde bulunma suçu da gerçekleşiyor.
Burada yatırımcıların aklına takılacak sorunun, kendi hesabına hisse senedi almayan kişinin nasıl menfaat sağladığı olacaktır. Kişinin menfaat sağlaması için kendi nam ve hesabına hareket etmesi zorunluluğu yoktur. Belirli bir dereceye yakınlarının nam ve hesaplarına yapılan işlemlerden menfaat sağlanabileceği gibi, sosyal medyada dahi açıkça paylaşıldığı üzere 3. Kişilere komisyon karşılığı pay senedi aldırılması da suçu işleyen kişinin menfaat sağladığı anlamına gelir. Burada sağlanan dolaylı menfaatlerde suçun oluşması için yeterlidir. Dolaylı menfaatin farklı bir görünümü de yüksek takipçili hesapların belli bir ücret karşılığında başkalarının manüplasyon gerçekleştirdiği hisse senetlerini paylaşmasıdır.
Son olarak bu filleri gerçekleştiren kişiler yapılacak ceza yargılaması sonucunda asgari 3 yıl ve azami 5 yıl hapis cezası ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılırlar. Suçun mağduru kamu olarak görülür.
2. SPK Tarafından Uygulanan Yaptırımlar
Kanun koyucu tarafından cezai müeyyideler son çare olarak görülür. Bu sebeple SPK tarafından öncelikle manipülasyon ihtimali görülen hisse senetlerinde, manipülasyon yapan kişi veya grupların manipülasyon yaptığına dair makul şüphe oluşması yeterli görülerek ilgili kişilere işlem yasağı getirilmektedir. Soruşturmanın genişletilmesi sonucunda manipülasyon yapıldığı SPK tarafından sübut bulursa ilgili kişilere idari para cezası kesilir. Önemle belirtmek gerekir ki, kesilen idari para cezaları kesin değildir. Dolayısıyla süreç yargıya taşınabilir ve yargı sürecinin kesin olarak sonuçlanmasıyla eylemler sübut bulur.
Sermaye Piyasası Kanunu’nun nihai amacı, yatırımcının ve sermaye piyasalarının sağlıklı işlerliğinin korunmasıdır. SPK tarafından uygulanan yaptırımlarla, sermaye piyasasının sağlıklı işlerliğine katkıda bulunulsa da yatırımcı doğrudan korunmuş olmaz. SPK tarafından tahsil edilen idari para cezalarının yarısı SPK tarafından değerlendirilmekte yarısı Yatırımcı Tazmin Merkezine aktarılmaktadır. Yatırımcı Tazmin Merkezinin adı oldukça yanıltıcıdır. Yatırımcı Tazmin Merkezi, her ne kadar manipülasyon sonucu tahsil edilen cezaların yarısını bünyesine alsa da, yatırımcının zararını tazmin etmek gibi bir görevi ve yetkisi yoktur. Bu kurumun asıl amacı, fiziksel hisse senetlerinin işlemlen kalkması sonucunda, yatırımcının kaydileştirmediği hisse senetlerinin, yatırımcı tazmin merkezi tarafından satışı yapıldıktan sonra yatırımcılara ödenmesidir.
Görüldüğü üzere, bireysel yatırımcıların manipülasyon sonucunda bireysel zararlarını karşılayacak bir düzenleme mevcut değildir. Dolayısıyla ilgili kanunların bireysel yatırımcıların doğrudan menfaatlerini koruduğundan söz edilemez. Kanaatimce burada Yatırımcı Hakları Kanunu çıkarılarak, bireysel yatırımcılara doğrudan tazmin hakkı gibi doğrudan haklar sağlanmasıdır.
3. Manipülasyon Sonucunda Zarar Gören Bireysel Yatırımcıların Uğradıkları Zararların Tazmini
SPK tarafından her hafta yayınlanan SPK bülteni ile bir çok kişinin, piyasa bozucu eylemler ve piyasa dolandırıcılığı sebebiyle idari para cezası ile cezalandırıldığını görmekteyiz. Dolayısıyla bir çok yatırımcı, manipüle edilerek bilerek ve isteyerek zarara uğratılıyor. Hatta son zamanlarda “X” sitesi üzerinden, canlı yayınlarla dahi açıkça manipülasyon eylemleri gerçekleştirilmektedir.
Peki yatırımcıların, hisse senetleri işlem ve fiyatlarının manipüle edilmesinden kaynaklı uğradığı zararları tazmin etme hakkı var mıdır? Bu noktada hiçbir özel hüküm veya kanun yatırımcılara tazmin hakkı tanımadığı için kanaatimce genel hükümler uyarınca yatırımcılar manipülasyon sebebiyle uğradıkları zararları tazmin edebilirler. Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü uyarınca; bireysel yatırımcılar, hisse senedine sahip oldukları tarihlerde manipülasyon kaynaklı veya manipülasyon sebebiyle hisse senedini alım veya satıma yönlendirilmeleri sebebiyle oluşacak zararları, SPK tarafından manipülasyon yaptığı tespit edilen kişilerden tazmin edilmesini talep edebilirler.
Burada en önemli husus yatırımcının uğradığı zarar ile manipülasyon arasındaki illiyet bağının kurulması ve zararın ispat edilmesidir. Manipülasyonların bir çoğu yazılı ve görsel sosyal mecrada yapıldığı ve tarihleri belli olduğu için esasen ispat hususunda çok zorluk çekilmeyeceği açıktır.
Manipülasyonun SPK tarafından tespit edilmesi, yatırımcıların zararlarının tazmin edilmesini talep etmesi için zorunlu unsur değildir ancak ispat hususunda kolaylık sağlar. Daha da net ifadeyle SPK kararları kesin olmadığından eğer süreç yargıya taşınmışsa yargı kararının kesinleşmesi beklenebilir. Manipülatif işlemelr, SPK veya diğer kurumlar tarafından tespit edilmemiş olsa dahi, yatırımcıların dava açmak suretiyle, ispat edebildikleri takdirde manipülasyon sebepli zararları tazmin edebilirler.
Burada dikkat edilmesi gereken husus, haksız fiilden kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı süreleridir. Haksız fiilden kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı süreleri, mağdurun, zararı ve tazminat yükümlüsünü (haksız fiil sorumluluğu isnat edilebilecek kişiyi) öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve herhalde on yıldır. Bir başka önemli husus ise; hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.
Son aşamada, bireysel yatırımcıların, manipülasyon sebebiyle zarara uğramaları halinde Borçlar Kanunu’nun Genel Hükümlerine göre tazminat davası açmaları mümkündür.